/ /

Tasarının onaylanan son şekline eleştiri‏

2 Haziran 2014

Av.Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu

Haftalardır müjdeli haberlerle bize duyurulan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununa Dair Değişiklik Tasarısının, son şekli verilerek, 08.05.2014 tarihinde alt komisyondan Çevre Komisyon Başkanlığı’na sunuldu.

Bir hukukçu olarak, endişelerimi ve korkularımı dile getirmiş, temkinli olunması gerektiğini belirtmiştim. Ve ben, bugün, haklı çıkmış olmaktan hicap duyuyorum. Hayvan aleyhine düzenlemeler, adeta oya gibi işlenmiş tasarı içerisine.

*”Belediye sınırları içinde ve dışında başı boş hayvanın kalmayacağı” bir başka deyişle, hayvanların sokaklardan toplanmasından vaz geçildiği, yönündeki haber, maalesef gerçeğe dönüşmemiş. Kabul edilen metinde yer alan; “bakım evlerinde oluşturulacak özel bölümlerde hayvan refahına uygun bakım devam olunur…” düzenlemesi ile araya yerleştirilmiş “…sahipli hayvanları kasten bası boş bırakmak yasaktır…” şeklindeki düzenleme, İstanbul’da Kısırkayalar ve Ömerli’de, Trabzon, Kocaeli ve Kayseri’de çok geniş alan içinde yer alan hayvanlar için inşa edilen ancak hayvanların yaşayamayacağı beton binaların varlığını, adeta açıklar mahiyette.

*”Doğal yaşam parklarının” tasarıdan çıkarıldığı, yönündeki haber doğru olmakla birlikte araya yerleştirilen kurnaz düzenlemeler, zihinlerde hiç bir şeyin değişmediğini göstermekte.

*Kabul edilen metinde de yer alan tehlikeli ırk kavramının yasadan çıkarıldığı, münferit saldırma olaylarında hayvan sahibinin sorumlu tutulacağı, tehlikeli bir hayvan söz konusu ise muhakkak zincirde ve ağızlıkla dolaştırılacağı, yönündeki düzenleme, “tehlikeli ırk yoktur” bilimsel gerçeğinin, artık nihayet kabul edildiğini göstermekte.

*Sirklerin, su parklarının 1 sene içerisinde kapatılacağı, ruhsatlarının iptal edileceği yönündeki düzenleme, anlamsız bir şekilde 2 sene ertelenmiş durumda.

*Hayvanat bahçelerinin kapatılacağı, içerisinde var olan hayvanların yaşamları doğal yoldan sona erinceye kadar bakımlarının devam edeceği yönünde hepimizi sevindiren düzenleme, tasarı metninden tamamen çıkarılmış; “hayvanat bahçeleri hayvanların doğal hayat ortamına en uygun şekilde tanzim edilmek suretiyle” serbest bırakılmış. Bu, bize, hayvanat bahçeleri konusunda hiç bir şeyin değişmeyeceğinin sinyallerini veriyor.

*Pet shoplarda kedi köpek satışlarının yasaklanacağı, üretim çiftliklerinde de sıkı denetimler yapılacağı, yönündeki düzenleme, halen var olmakla, üretimin merdiven altına ineceğinin sinyallerini veriyor. Çünkü Kanunda var olan denetimlerin uygulanmadığını, biz, yıllardır yaşayarak tecrübe ediyoruz.

*Meskendeki hayvan sayısına ve türüne dair yapılması istenen sınırlamadan vaz geçildiği, yönündeki haber, çok zekice yeniden düzenlenmiş: “Ev hayvanı ve kontrollü hayvan bulundurma, bakma … bu hayvanların çevreye verebilecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirlere ilişkin usul ve esaslar … Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir” denilerek, esasında hala evdeki hayvanlarımıza karışılacağını gösteriyor.

*Deneyin, bu kanundan çıkarılacağı ancak torba yasa içerisinde başka bir kanun ile düzenleneceği, yönündeki haber ise tamamen hayal kırıklığı ile neticelenmiş durumda; deney sertifikası ile hayvan deneyi yapmak mümkün.

Hele bir de tasarı metninde yer alan “deney hayvanlarının ithalat ve ihracatı izne tabidir” şeklindeki düzenleme, hayvanlarımızın kendi ülkemizde maruz kalacakları işkence yetmiyormuş gibi, bir de Avrupa’ya deney için binlerce hayvan gönderilecek olmasının yasal kılıfını hazırlamakta.

*Gerek idari gerek adli cezalara arttırım getirileceği haberinin ise son seklinin ne kadar tatmin edici olduğu şüpheli!! Cezalar, yine para cezasına çevrilecek ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılması ile sanıkların, hayatlarına hiç bir şey olmamış gibi devam etmeleri sağlanacak.

*İl Hayvanları Koruma Kurulu’na en az bir avukat ekleneceği, haberi doğru çıktı; İl Hayvan Koruma Kurullarına, artık, il Baro bünyesinden 1 avukat katılacak.

*Hayvan sahiplenmek isteyenler ise eğitimden geçirilecekler ve sertifika almakla yükümlü tutulmuşlar.
Amacın hayvanları gerçekten düşünmek olmadığı; yasa içerisine yerleştirilen 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun varlığı ile ispatlandığından, getirilen sertifika zorunluluğunun, Devlet için sadece yeni bir harç kapısı olduğunu fark etmek zor değil.

Üzgünüm dostlar. Hayvanlarımız için hayal ettiğimiz, LAFZIYLA ve RUHUYLA gerçekten hayvanları koruyan bir yasa söz konusu değil.

Lütfen farkına varın ve farkına vardırın.

YENİ YASA, HAYVANLARlMlZ İÇİN GÜZEL ŞEYLER VAAT ETMİYOR.

YİNE ÖLÜM KOKUYOR… YİNE ÖLÜM KOKUYOR…


Yorumlar(0)