/ /

Birincil Gıda

8 Temmuz 2013

Ebru Ersezen

Günümüzde hepimizin ihtiyaç duyduğu klasik beslenme, aslında ikincil enerji kaynağımızdır.

 

Tutkulu bir aşk yaşadığınız zamana dönüp, bir an düşünün. Herşey heyecan vericidir. Renkler capcanlıdır. Havada uçar gibisinizdir. Aşık olduğunuz kişi size dokunduğunda ve duygularını sizinle paylaştığında, dünyalar sizin olur. Mutluluktan yemek yemek bile unutulur.

 

Heyecan verici bir projenin içinde olduğunuz zamanı hatırlayın. Yaptığın işe olan inancın ve kendine olan güvenin tamdır. Zaman durmuş gibidir. Dışardaki dünya sanki çok uzaktadır. Yemek yemek aklına bile gelmez, taki biri sana gelip hatırlatana kadar.

 

Arkadaşları ile dışarda oyun oynayan çocukları düşünün. “Haydi yemek zamanı” diye onlara seslenen anneleri yemeği hatırlatır. Cevap ise bellidir. “ Hayır Anne, henüz aç değilim.” Yemek masasına oturulduğunda, anneler çocuklarının iyi beslenmesi için gerekli olan tüm uyarıları yapmak zorunda hissederler. Sonuçta, anne tarafından kabul edilen minumum yemek miktarını tüketen çocuk, oyuna devam etmek için hemen dışarı koşar. Günün sonunda bitkin vaziyette eve dönüp, yemeği düşünmeden doğruca uykuya dalar.

 

İşte hepimiz çocuklar gibi, Birincil Gıdalarla yaşarız. Aynı aşık olduğumuz yada çok istediğimiz bir projenin içinde yeralıp, çalıştığımız zamanki gibi. Eğlence, heyecan ve aşk bizi besleyen asıl gıdalar( Birincil Gıdalar) olup, yemek ikincil konumdadır.

 

Şimdi de depresyonda olduğumuz veya kendimize olan güvenimizin azaldığı bir zamanı düşünelim, Birincil Gıdalar için şiddetli bir açlık durumu sözkonusudur. İstediğimiz kadar yemek yiyebiliriz ama asla tatmin olmayız. Hatta günün sonunda , akşam eve geldiğimizde; yiyecek bir şeyler bulmak için gidip gelip buzdolabına bakarız, aslında istediğimiz biriyle konuşmak veya sarılmaktır.

 

Bizi besleyen Birincil Gıdalar, önümüze tabakla gelmez. Ruhsal uygulamalar, arzu edilen bir kariyer, düzenli ve keyifli fiziksel aktivite, dürüst ve açık ilişkiler gibi faktörler, sözkonusu Birincil Gıdalara olan yaşamsal açlığımızı ve ruhumuzu besler.

 

Yaşamımıza ne kadar çok Birincil Gıda alabilirsek, ikincil gıdalara diğer bir deyişle yiyeceklere olan bağımlılığımız o kadar azalır. Tam terside doğrudur. Kendimizi yiyeceklerle gereğinden fazla doldurursak, yaşamımıza Birincil Gıdaları alma potansiyelimizi o denli azaltmış oluruz.

 

Tüm geleneksel inançlarda yılın belli bir bölümünde, ikincil gıdaların alımını azaltmak için oruç tutulması tavsiye edilir. Bu şekilde Birincil Gıdalara karşı güçlü bir farkındalık sağlanması amaçlanır.

 

Lütfen hepimiz Birincil Gıdaları keşfetmek için kendimize zaman ayıralım.

 

 

 İllüstrasyon: Duygu Serin


Yorumlar(0)