/ /

Memleketimden kurban manzaraları

16 Ekim 2013

Özlem Yılmaz

Haberleri yeni baştan anlatarak sizleri sıkmak olmasa da amacım, Kurban Bayramı’ nın ilk gününde yaşananları atlayabilmem pek mümkün değil…

Daha bu yazıda , İstanbul’da Kurban Bayramı’nda nerelerde kesim yapılabileceğini listelemiştik.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da kesim yerleri dışında otoparklarda, sokaklarda kesim yapıldığı ana haber bültenlerinde yerini aldı… Kaçan büyükbaş hayvanlar, yaralanan insanlar yine ‘ekranların olmazsa olmazı’ oldu. Şaşırdık mı?

İHA'dan alınmıştır

İHA’dan alınmıştır

Tüm bunlardan en az benim kadar senin de haberin var sevgili okur, belki atladıkların vardır diye, belki el öpmeye gitmişsindir de haberleri izleyememişsindir diye, belki de yediğin harika kavurmanın ‘mutfak aşaması’ ile ilgili düşünmek istersin diye, itiraf etmek gerekirse her yıl yaşanan rezilliği gözüne gözüne sokmak için yazıyor ve hatırlatıyorum… Aksiyonlardan aksiyon beğenilen bu bayram gününde, insanların kurban kesmeye çalışırken kendi kendilerini ve etrafındakileri yaralamalarına şaşırmamak da trajik mi trajikomik mi, ne dersin?

Hayır, bu yazıda sana et yememeyi ve et yememenin erdemini anlatmayacağım. Çünkü ben et yiyorum, et tadını seviyorum, dolayısıyla veganlık- vejeteryanlık gibi derin kavramlar ve hayat tarzları konusunda çok da ahkâm kesemem.

 

Boğaz, bayramın 1. günü… (İHA)


‘Et yemek ne kötü, neden yiyorsunuz et?’
diyemem, kendime sorduğumda “gelenek, alışkanlık ve haz-tat’ diyebiliyorum kısaca… Vegan- vejeteryan arkadaşlarım var, onlar da sanılanın aksine et yiyenlere nefretle bakmak yerine, neden yemediklerini, etin sağladığı yararı başka yiyeceklerle nasıl tolere ettiklerini anlatıyorlar, vücuduma yetenden fazlasını yememem gerektiğini söyleyecek kadar söz hakkı görüyorlar kendilerinde ve henüz ‘et yememe fikrini’ ısrarla empoze ettiklerini görmedim…

Sözün kısası, sevgili okur, ben sana ‘Vejetaryenliği seç!’  demiyorum. Dedim ya; ‘sadece Kurban Bayramlarında değil, önüne gelen et ne koşullardan geçiyor, mutfakta neler oluyor’ , bunu bil… Ayrıca daha bugün et yemiş biri sana ‘Vejeteryan ol’ derse, ciddiye alma derim…

‘Köpek insanı değil de insan köpeği ısırınca haber olur’ klişesi vardır ya, sanki bu klişedeki kadar şaşırtabilecek bir manzara ile karşılaştım ana haber bültenlerinde zıp zıp zıplarken…

Sevgili okur, ben bu bayram ‘balkonda (8. katta bulunan bir evin balkonu) kurban kesen’ ve kıpır kıpır kıpırdanan hayvanı kesmeye çalışırken el- kol kesmenin şaşırtmadığı günlerde ‘burnunu kesen insan’ gördüm.

Şimdi bir düşün, sadece vejeteryan ve vegan işi mi ‘et yeme’ konusunda söz söylemek… Bence en az onlar kadar beni ve -et yiyorsan- seni de ilgilendiriyor bu konu… ‘Biz et yiyoruz ve et yiyor olmamız hayvanlara zulmü meşru görmemize gerekçe değildir’ dememiz gerekmiyor mu?

 

Gördüklerimle yarışabilecek ölçüde manzaralar gören varsa beri gelsin, bakalım nelere çığlık atmamız gerekiyorken şaşırmaz hâle gelmişiz…


Yorumlar(0)