Sahte, her ne kadar bir suçlama kelimesi, bitmiş bir hikayenin sonuna eklenerek daha etkili olması sağlansa da, kişi için son vuruş noktası olsa da yapıp ettiklerimizden ve düşünüp hissettiklerimizden sonra kazanacağımızı sandığımız şeylerin üstünü örten lanettir.

Yiyip yuttuğumuz, midemize oturttuğumuz, boğazımıza takılıp ölümüne öksürdüğümüz sayısız zamanlardan sonra gülümseyeceğimizi sandığımız ışıltılı zamanların yollarını çatlatan deprem.

Bu ruhsal deprem bir yana, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) deprem ülkesi Türkiye’yi büyük bir tehlike konusunda uyardı. İMO, son 1 yılda sahte mühendis sayısında patlama yaşandığını açıkladı. İMO, mevzuatta yapılan değişikliklerle, inşaat mühendisleri denetimin kilitlendiğini, böylece sahte, yasaklı ya da mesleki faaliyette bulunma yetkisi olmayan mühendislerin, proje hazırlamaya, şantiye sorumluluğu üstlenmeye, inşaat yapmaya başladığını açıkladı.

NİTELİKLİ İNŞAATTA CİDDİ BİR ZAFİYET VAR

Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunun unutulduğunu kaydeden İMO, şu uyarıları yaptı:

“1 Ocak 2011 ile 1 Nisan 2013 tarihleri arasında odamız tarafından yapılan araştırma ve incelemelerde, işyeri tescil belgesi olmadan yıllık onaylarını yaptırmadan, yani planlı alanlar tip imar yönetmeliği’nde var olan yükümlülüğü yerine getirmeden, yeni yapı ruhsatına statik proje sahibi olarak imza atan üye sayımız 1.873’tür. Bu durum nitelikli inşaat sürecinde ciddi bir zafiyet olduğunu gösteriyor” dedi.