Sultanahmet Meydanı İstanbul'un en önemli meydanlarından biridir.
Bizans devrinde Hipodrom olarak bilinirdi.
Osmanlı döneminde buraya At Meydanı denirdi.
İstanbul’un en önemli abideleri Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Yerebatan Sarnıcı burada, Hipodromun çevresindedir.
Hipodrom günümüze, zemini zaman içinde 4-5 metre yükselmiş ve günümüze sadece 3 abide kalmıştır.
Bunlar Örme Dikilitaş, Mısır’dan getirilen Obelisk ve Delfi'deki Apollon tapınağından getirtilen Yılanlı Sütun'dur.
Osmanlı devrinde, bu meydanda bazen, eski günlerindeki zengin gösteriler gibi, çeşitli festival ve gösteriler tertiplenmiştir.
Hipodrom’un batısında, Sultan Ahmet Camii’nin karşısında yer alan Kanuni'nin sadrazamı İbrahim Paşa Sarayı 16. yy. zengin ve tipik özel sarayların günümüze gelen tek örneğidir.
Bu güzel yapı Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak ziyarete açıktır.
Hipodromdan günümüze yuvarlak güney ucu kalmıştır. Bu büyük kemerlerle donatılmış tuğla bir yapıdır.
Sonraki devirlerde Hipodromun taş blokları ve sütunlarının tamamı başka yapılarda kullanılmıştır.
Hipodrom girişi sağındaki parkta 4-5 yy. ait özel saray kalıntıları, az ilerisinde de Aya Öfemiya Bizans Kilisesinin kalıntıları bulunmaktadır.
Osmanlı zamanında Yeniçeri isyanları da bu bölgede gerçekleşirdi.
Kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet düğünleri, şenlikler burada yapılırdı.
İstanbul'da Halide Edip'in işgale karşı konuşma yaptığı 1920 Sultanahmet mitingi de burada yapılmıştır.
Sultanahmet Meydanı'nın güney tarafında, Yılanlı Sütun'un yanında bulunan bir Antik Mısır dikilitaşı meydanı cezbetmektedir.
MS 390 yılında Roma imparatoru I. Theodosius tarafından Mısır'dan getirilerek şimdiki yerine dikilmiştir.
Dikilitaş ilk olarak Mısır firavunu III. Tutmosis tarafından MÖ 15. yüzyılda yaptırılmış ve Karnak tapınağının yedinci pilonunun güneyine dikilmişti. Roma imparatoru II. Constantius MS 357 yılında dikilitaşı tahtta bulunuşunun 20. yılı onuruna Nil ırmağı üzerinden İskenderiye şehrine getirtti. Daha sonra, MS 390 yılında imparator I. Theodosius dikilitaşı gemi ile İstanbul'a getirterek Hipodrom'da şimdiki yerine diktirdi.
Dikilitaş kırmızı Asvan granitinden yapılmış olup, orijinal yüksekliği 30 m idi. Ama ya nakliye sırasında ya da şimdiki yerine yerleştirilirken alt bölümü tahrip olduğu için bugünkü yüksekliği 18,45 m'dir (kaidesi ile birlikte 24,87 m). Ağırlığı yaklaşık olarak 200 ton'dur.
ŞARK MEKTUPLARI kitabının sahibi Lady Montagu, 1718 tarihindeki mektupların birinde şunları yazmıştır: Bu taş, murabba şeklinde yontma taştan bir ayak üzerine mevzu dört sütun üzerinde duruyor.
Binbirdirek Sarnıcında 224 sütun direk bulunur ve 4. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.
Yerebatan Sarnıcı ise 336 sütundan oluşur ve MS (527-565) de yapılmıstır.
Osmanlı döneminde ikişer kez restore edilen bu sarnıçlar, şuan kültürel faaliyetler için halkın kullanımına açılmıştır.
Meydan'ın son dikilitaşı Örme Sütundur. Bu sütun taşlardan örülerek yapıldığı için bu adı almış diğer adı zaten örme Taştır.
Meydanın orta yerinde Kayzer Wilhelm'in ziyaret hatırası olarak yapılmış olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır.
Meydanın batısında ise İstanbul Adliyesi yer almaktadır.
Meydan günümüzde İstanbul'un en önemli turistik merkezidir.